2011 Nasıl Geçmeli?

2

2010 yılına girerken “2009 Neden İyi Geçti?” diye yazmıştım, bu kez de tarz değiştirerek, önümüzdeki yılı yazmak istedim.

Önce 2010 yılıyla başlamalıyım aslında. Bu yılın, çeşitli alanlarda nasıl geçtiğini açıkça ortaya koyarsam; 2011 temennilerimin ne kadar farklı olduğunu daha iyi yansıtabilirim. 2010 yılı; okul, sosyal yaşam, ikili ilişkiler ve hedefler bakımından geçirdiğim en vasat yıldı. Çok daha kötü olabilirdi. Fakat, bununla kendimi kandırmanın gereksiz olduğunu düşünüyorum.

2010’da sosyal yönüm ön plana çıksa da; aslında ben yıl boyunca Sosyal Medya’da geçirdiğim vakti azaltmaya çalıştım. Frienfeed hesabımı 2 ay önce kapattım, Facebook’u ve Twitter’ı da mümkün olduğunca az ve öz kullanmaya çalıştım. Çünkü hedeflerimden uzaklaştıran temel nokta olarak, sosyal ağlarda geçirdiğim fazla vakti görüyor(d)um. Aşama kaydettiğimi düşünüyorum.

Dediğim gibi geçtiğimiz yıl; dersler, hedefler ve programlama bakımından oldukça kötüydü. Bununla ilgili uzun ve doyurucu bir yazıyı daha önce zaten blogda yazmıştım: Hedeflerim ve Ben. Birçok programlama diline başlamaya niyetlendim, gerekli dökümanları topladım sonuç hep hüsran oldu. Bir sürü projeye başladım. Kimi kod kısmında kaldı, bazısı da başlamadan bitti.

Bloguma da  yeterince vakit ayıramadım. İlk 4-5 ay neredeyse hiç ilgilenmiyorken (mesela Mart ve Nisan’da toplam 1 yazı), Mayıs’tan sonra düzenli yazmaya çalıştım ve şimdiki tema için biraz uğraşıp bu hale getirdim. Toplamda 96 yazmışım bu yıl ve bence en az 2 katı olmalıydı. Yine de yazıların büyük çoğunluğu Fikir ve Yorum kategorisine ait. Yani en çok okunan yazılar arasında.

2011’e gelirsek:
Üstlendiğim sorumluluklara ve hedeflerime bakarsam, 2011 oldukça yoğun geçecek gibi görünüyor. Takip edenlerin dikkatini çekmiştir. Bir süredir hakkımda sayfasında “Kısa vadede önceliği yüksek hedeflerim” diyerek koyduğum maddeler var. Sadece bunları uygularsam 2011’in benim için oldukça parlak geçeceğini düşünüyorum. Onun getireceği moral ile de geri kalan problemler çözülür sanırım.

SDÜ Bilişim Kulübü olarak koyulan hedefler zaten başlı başına yetiyor. Muhtemelen evden kalan tüm vaktimi alacak. Ve buna da değecek (ver gazı Oğulcan).

2011’de blogum için birkaç köklü değişiklik düşünüyorum, fakat henüz vakti var. Blogu hep arka planda düşündüğüm için genelde değişiklikler tatillere kalıyor ve yalan oluyor ama bu sefer değişecek. Daha sık yazmak istediğimi söylememe lüzumu yok sanırım?

Bu yıl ilk kez yeni yıl fikri pek anlamlı gelmiyor bana. Yeni bir sayfa açmak, bu yazıyı yazıp kendimi kandırmak falan güzel şeyler ama insanların zaman algısına pek takılmamak gerek diye düşünüyorum. Buna daha sonra değineceğim.

2010’un en iyi yanı: Daha iyi yazmaya başladım ve daha çok kitap okudum.
2010’un en kötü yanı: Güven ve zaman kaybıydı. Hedeflerimin hepsinden birer birer ve göstere göstere saptım.

Şimdilik bu kadar.
Sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yıl olsun. Gelecek yıl okuduğumda az bile istemişim diyebileceğim türden bir yıl olsun.

6 Yorum

İbrahim için bir yanıt yazın Yorumu iptal et

Oğulcan

Arşivler

Kategoriler