12 Haziran Seçim Tahmini

1

12 Haziran seçimlerini (ne kaldı zaten) görüş ve tahmin belirtmeden geçmek olmazdı. Bir de seçim döneminde Oy Kararı ve Sosyal Siyasi gibi iki alakalı projeyle de uğraşınca belirtmek farz oldu.

Gerginliğe ve kutuplaşmaya zaten müsait olan ülke, yetmezmiş gibi bir de son 3 yıldır seçime gidiyor ve kutuplaşmalar daha keskinleşiyor. 2009’da yerel seçimler, 2010’da referandum ve yarın milletvekili seçimleri. Önceki 2 seçimden farklı olarak, bu süreçte sosyal medya ve televizyon reklamları ilk kez hayatımıza dahil oldu. Siyasiler, daha önce hiç olmadığı kadar interneti kullandılar, olumlu/olumsuz sonuçlarına katlandılar. Propaganda yoğunluğu, sloganlara dikkat çekilerek aşılmaya çalışıldı. Neredeyse tüm partiler; reklamlarda, pankartlarda, broşürlerde ve internette sloganlarını ön plana çıkarttılar.

Seçimlere geçmeden önce birkaç önemli noktaya değinmek istiyorum. Türkiye’de halkın hassas olduğu noktalardaki değişimler ve beklentiler, sandığa beklenenden fazla etki yapabiliyor. Bu etkiye; Kıbrıs Harekatı sonrası 77’de, Ecevit’in CHP ile %40’ın üzerine çıkması ve yine Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edildiği süreçte, geçici hükümetin başında bulunan Ecevit’in ilk seçimde %22’nin üzerinde oy alarak 1. parti olması örnek gösterebilir. Daha yakın zamana gelirsek de; 2002 seçimlerinde MHP’nin Öcalan’ın asılmamasına bağlı baraj altında kalması örnektir.

Bu açıdan baktığımızda bazı dönemlerde, oy oranlarındaki yükselişlerin doğal olmadığını tam aksine; seçmenin hassas noktalardaki çıkışlardan etkilendiğini görüyoruz. Bunun son örneği ise; 2007 seçimleri öncesi gelen 27 Nisan Muhtırası ve  Cumhuriyet Mitingleri’nin etkisi. Her alanda bu gün olduğu kadar yıpranmamış ve daha tutarlı ilerleyen AKP’ye gösterilen tepkiler, halkta negatif bir etki bıraktı ve AKP’nin de doğru politikalarıyla (kısaca mağdur edebiyatı) oylar olabilecek en yüksek seviyeye (%46.5) kadar yükseldi. Ortada herhangi bir açılım, anayasa değişikliği veya kutuplaşmalar yokken böyle bir etki görülmesi doğaldı. Dolayısıyla, tahmin yürütürken AKP’nin alabileceği en yüksek oran olarak 22 Temmuz seçimlerini gördüğümü belirtmeliyim.

Geçelim hesaplara:
3 Kasım 2002’de yaklaşık %80 katılımla gerçekleştirelen seçim sonucunda: AKP 10.8 milyon oy ile %36, CHP 6 milyon oy ile %19 ve MHP ise -dikkat- 2.6 milyon oy ile %8.5 oranında oy almış. MHP’ye dikkat dememin sebebi, bir önceki dönemde Öcalan’ı asamamaları ve ekonomik krizin sorumluları olmalarına rağmen aldıkları 2.6 milyon oy. Bu noktayı MHP’nin tabanı olarak sayabiliriz. 41 milyon seçmenin katıldığı bu seçimler 2002 sonrası Türkiyesi’nin ilk seçimleri.

Hemen 2 yıl sonra, 28 Mart 2004 yerel seçimlerine 43.5 milyon seçmenin %76.5’i katılmış. Seçmen sayısı artmış ve (IGM baz alınarak) AKP oy sayısını 3 milyon arttırarak 13.5 milyona ve %41.67 oranına çıkartmış. CHP aynı dönemde 200.000 oy kaybederek %18’e gerilemiş. Fakat MHP oylarını 800.000 arttırarak %10.45 oranına yükselmiş. Yerel seçim etkisi düşünülerek, göz ardı edilebilecek bazı noktalar olsa da MHP’nin değişimi dikkat çekici.

22 Temmuz 2007 seçimlerine kadar geçen sürede, Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir iktidarın 5 yıl yönetimde kalarak seçime gitmiş olmanın (12 Eylül dönemi hariç) verdiği güvenle AKP oylarını yine 3 milyon arttırmış ve 16.3 milyona çıkartmıştır.  Bu oy da %46.5’e tekabül etmektedir. Aynı seçimde CHP 1.5 milyon arttırmış (7.3 milyon) ve %20’nin üzerine çıkmıştır. Bir önce seçimde baraj altında kalan MHP ise, oylarını 1.7 milyon arttırarak (5 milyon) %14 ile meclise girmiştir. 2011 seçimlerine Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu adıyla bağımsız katılan BDP vekillerinin, 2007’deki oy sayısı 1.8 milyondur. Son olarak; seçmen sayısı 42 milyona gerilemiş olsa da, katılım oranı %85’e çıkmıştır.

29 Mart 2009 yerel seçimlerine meclisteki tüm partiler oylarını arttırarak girmiştir. Bu seçimde, seçmen sayısı 6 milyon artmış ve 48 milyona çıkmıştır. Katılım oranı az da olsa artarak, %85 olarak kalmıştır. AKP ilk kez seçmen kaybederek 15.3 milyon oy sayısıyla %38, CHP 2 milyon oy artışıyla (9.2 milyon) %23 ve MHP de 1.3 milyon oy artışıyla (6.3 milyon) %16 oy almıştır. Kısaca; AKP 2002’den sonra ilk kez %40’ın altına düşmüş, CHP ve MHP ise son yapılan 2 seçimden oy oranlarını arttırarak çıkmıştır. 2007 seçimlerine bağımsızlar olarak giren Kürt adaylar, bu seçime DTP (kapatıldı, yeni BDP) olarak girmiş ve 2 milyon oy almıştır. Ayrıca ölümünün etkisiyle 1 milyon oy alan Muhsin Yazıcıoğlu’nu, Saadet Partisi’nin başında bulunan Numan Kurtulmuş’un da 2 milyon oyunu göz ardı etmemek gerek. Aynı zamanda bu dönem, Kürt Açılımın dillendirildiği, şehit sayısının arttığı ve ekonomin bozulmaya başladığı (teğet geçecek) dönemdir.

2010’daki referandumunda ise %73 katılım (BDP boykot) sonrası 21.7 milyon evet, 15.8 milyon hayır.

Gelelim 12 Haziran’a.
50 milyondan fazla seçmen bulanan bu seçimde, öncekilerin ortalamasını dikkate alırsak (son 3 seçim) ve seçmenin daha da kutuplaştığını düşünürsek katılım oranı tahminen %82(en fazla +1) olacaktır. Bu da tahminen 43 milyon oya denk düşüyor.

Önceki seçimlerin seçmen artışı bize gösteriyor ki; yeni gelen seçmenlerin büyük çoğunluğu MHP ve CHP’ye oy veriyor. 2 parti de özellikle son seçimde oylarını arttırdı. Fakat AKP son 2007’den beri bir düşüşü olduğu görünüyor. Düşüşü görmek için, 2007-2009 aralığında artan 6 milyon seçmene rağmen AKP’nin 1 milyon oy kaybetmesine bakabilirsiniz.

Yine de AKP’nin tavanını 22 Temmuz kabul etmeyerek düşünürsek; yani en iyimser tahminle aynı oyu aldığından hareket edersek (16.3 milyon) %40 oranına geldiğimizi görüyoruz. Eğer seçmen artışını da göz önüne alırsak bu oran %43-44’e çıkıyor. Tabii henüz Saadet-Has oylarından, kutuplaşmalardan, güneydoğuda bağımsız adaylara kayacak oylardan bahsetmedik bile. Şahsen AKP’nin seçmen sayısının 2007’nin biraz üstünde çıkmasını bekliyorum. 18-19 milyon aralığı. Biraz kötümser davranıp; seçmen artışından alacağı oylar ile kaybeceği oyları eşitlersek; yani kısaca 2009 seçimlerindekiyle aynı oyu alacağını düşünürsek oran %37’ye düşüyor. Çok zor bir ihtimal.

CHP’ye gelirsek; 1999’da baraj altında kaldığından beri, (2004 hariç) her seçimden oy arttırarak çıkmayı başardılar. Özellikle 2007 ve 2009’da seçmen artışının yarısı kadar oy kazandılar. Büyükşehirlerde yıllar sonra çok yüksek oylara sahip oldular. CHP’nin oylarını arttırdığı malum. Hali hazırdaki 10 milyon seçmeniyle zaten %24’ün üstüne çıkabilecek kapasitedeler. Son dönemdeki değişiklikler, televizyon reklamları, vaadler ve halka yaklaşmanın (81 il gezdiler) olumlu etkileriyle oylarını 2 milyon arttırdıklarını ön görürsek; oran %29.5’e çıkıyor. Şahsi görüşüm bu artışın gerçekçi olduğu yönünde.

MHP’nin de, terör sorunu olduğu sürece zaten mecliste kalması gerekiyor. Son karışıklıklar, kaset olayları işi biraz bulandırdı gibi gözükse de; bence MHP’nin baraj altı kalma ihtimali çok düşük. 42 milyon seçmenden yola çıkarsak; MHP’nin meclise girmesi için -en kötü ihtimal- 4.5 milyon oya ihtiyacı var. Kaldı ki bu; sürekli seçmen kazanan MHP’nin son seçimlere oranla 2 milyon oy kaybetmesi anlamına gelmektedir. Bu noktada ben, Milliyetçi Hareket Partisi’nin yine oy arttıracağını ve en kötü ihtimalle 6 milyon oy alacağını düşünüyorum. Bu da neredeyse %14’e denk geliyor.

BDP ya da blok adaylarının, aday profillerini değiştirmesiyle birlikte Türkiye’nin farklı kesimlerinden de oy alacağını ve en az 28 milletvekili çıkartacağını düşünüyorum. Daha önce 2009’da 2 milyon oy alan DTP’nin, olağan bir artışla 2.5 milyona yükselmesi muhtemeldir. Oran olarak da %5.8’e denk geliyor.

Topladığımızda (%43 – %29 – %15) %87 ediyor. Eğer beklentilerim doğru çıkarsa; %10 barajı olduğundan beri, mecliste ilk kez bu kadar yüksek bir temsil oranı gerçekleşecek.

Has Parti’nin kalan 4-5 milyon oyun yarısını; Saadet, Hepar ve diğer sağ partilerin de geri kalanını bölüşmelerini bekliyorum.

Yazıyı okumayan üşenenler için tekrar yazayım. 12 Haziran 2011 seçimlerindeki tahminim:
AKP: %43(+1/düşmez)
CHP: %29(+1/-2)
MHP: %14 (+1/-2)

Not: Yazıyı daha erken yazmayı planlıyordum, maalesef olmadı.
Not 2: Yazının çıkış noktası referandumdaki seçmen (21-16) sayısıdır. 21 milyon evet oyu dikkatimi çekti, ardından bu yazıyı yazdım.
Not 3: Yazının hiçbir geçerliliği yoktur, tamamen kişisel görüşlere dayanmaktadır.

3 Yorum

  • Her seçimde incelediğim baktığım sayılar toparlayıcı bir yazı olmuş tebrikler.

    %9-10 luk bir genç seçmen kitlesi var. Aslında bu seçim ona kilitlenmiş durumda. Partiler bu oranı nasıl paylaşacaklar acaba? Üniversiteye giriş sınavındaki kriz sebebiyle AK Parti ülke genelindeki oy oranıyla orantılı bir oy alamayacaktır bu seçmenlerden dahası MHP ve CHP’nin genç seçmenlerden daha fazla oy aldığı gerçeği var. Kısacası AKP %40 civarı alacaktır diyorum. CHP’nin %30, MHP’nin %15 üst sınırı var.

Oğulcan

Arşivler

Kategoriler